(HABER: ERMAH SAĞIT) -Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de 21 Ocak’ta çıkan yangında 36’sı çocuk 78 kişi hayatını kaybetmiş, 51 kişi de yaralanmıştı. Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında 41 şüpheli gözaltına alındı, 28’i tutuklandı. Yaşanılan otel yangınında yakınlarını kaybeden vatandaşlar, yaşadıkları acıları duyurmak için facianın yaşandığı otel önünde toplandılar. Üzerlerine 'Başka canımız yok' yazılı tişörtler giyen yakınlar, hayatını kaybeden vatandaşların resimlerinin olduğu otel önüne karanfiller bıraktı. Yangında hayatını kaybeden ve yarın doğum günü olan Nehir Sarıtaş (15) için de anma törenine katılan vatandaşlar tarafından doğum günü pastası kesildi.
“Onlar, ihmalin değil, göz göre göre işlenmiş bir cinayetin kurbanı oldular”
Yangında annesi Ömür Kotan'ı kaybeden Zeynep Kotan, yangında hayatını kaybedenlerin ihmal yüzünden ölmediğini belirterek, "Onlar, ihmalin değil, göz göre göre işlenmiş bir cinayetin kurbanı oldular. Biz canlarımız olmadan ilk bayramımızı geçirdik. Önümüzde daha sayısız özel gün var. Kimimiz evladı olmadan doğum günü kimimiz ise eşi olmadan evlilik yıl dönümünü geçirecek. Önümüzde daha nice kutlanması gereken gün gelirken bize sadece o günlerin ağırlığını taşımak var” dedi.
“O gece yalnızca bir yangın çıkmadı, bir cinayet işlendi”
Yangın felaketinde çocukları Nehir Sarıtaş, Doruk Karataş ve eşi Yılmaz Karataş'ı kaybeden Duygu Can Sarıtaş ise yangının bir ihmal olmadığı cinayet olduğunu dile getirerek, "Siz hiç mucize eseri hayatta kalan birinin yaşadığından utandığını gördünüz mü? Çok sevdiğiniz birini teşhis etmek için beklerken bu değil diye utanarak sevinmeyi yaşadınız mı? Koklamaya doyamadığınız çiçeğinizden size kalan son hatıranın bir is kokusu olduğunu ve onunla yaşamak zorunda kalmanın ne kadar acı olduğunu tahmin edebiliyor musunuz? Hepimizin farklı hikayeleri farklı hayalleri vardı. 12 katli, 161 odalı ve 350 yatak kapasiteli sözde ‘güvenli ve çocuk dostu’ bu bina, onlar için bir otel değil, bir mezara dönüştü. Yangın başladığında sevdiklerimiz en savunmasız hallerindeydi. Kimisi uykusunda yakalandı ve hiç uyanmadı. Kimisi kaçmaya çalıştı ama yollarının kapalı olduğunu gördü. Duman her yeri sararken nefes almak için bir pencere aradılar, yangın merdivenine ulaşmaya çalıştılar ama bulamadılar. O gece yalnızca bir yangın çıkmadı, bir cinayet işlendi. O gece yalnızca 78 canimizi kaybetmedik. Bizler de onlarla yok olduk. Bu bir ihmal değil, kasıttı. Eğer onlar insansa, ben insan değilim. Onlar anne ise ben anne değilim. Onlar evlatsa, ben evlat değilim. Bu bir felaket değil, bu bir katliamdı” diye konuştu.
“Adalet sadece mahkeme salonlarında değil vicdanlarda da yer bulur”
Faciada, eşi Ceren ve kızı Lalin kaybeden Rıfat Doğan ise "Bizlere büyük acıyı yaşatanlar mutlaka yargı önünde hesap vereceklerdir. Buna canı gönülden inanmak istiyoruz. Unutmayalım ki adalet sadece mahkeme salonlarında değil, vicdanlarda da yer bulur. Ceren’in dediği gibi, sessizlik, bazen en ağır suç ortaklığıdır. Biz susmadık, susmuyoruz çünkü kaybettiklerimizin ardından boynumuzu büküp oturmak değil, onların adını yaşatmak, sesini duyurmak, hayallerini tamamlamak istiyoruz. Artık sadece kendi evlatlarımız, eşlerimiz, ailelerimiz için değil bu topraklarda yaşayan her çocuk, her anne, her baba için buradayız. Çünkü biliyoruz ki bu acının hesabı sorulmazsa, bir gün başka bir aile daha aynı karanlığa uyanacak” ifadelerini kullandı.
Hayatını kaybedenlerin anısına balonların gökyüzüne bırakılmasıyla program sona erdi.